11 Temmuz 2006

Yakın Çevre Faktörleri


Şubenin yakın çevresinde yer alan ve yakın çevre faktörleri adını verdiğimiz etkenlerle şubenin etkileşim ve iletişimi kısaca şöyledir. Şemadan görüleceği gibi merkezde ve en içte yer alan daire şubeyi temsil etmektedir ve yönetim tanımızda belirtildiği gibi şube bir grup insanın, belirlenmiş bir takım amaçlara doğru, belli bir teknoloji kullanarak ulaşma yolundaki işbirliği ve koordinasyon çabalarıdır. ', 'Bu bakımdan şube, yönetim sürecinin tüm özelliklerinin örneğini görebileceğimiz bir ünitedir. Şube müdürü ise sadece işletme içi kaynakları yönlendiren ve burada görevli personeli yönlendiren bir kişi olarak kalmayıp şube dışındaki bazı çıkar grupları ve kurumlar ile olan ilişkileride yönlendiren kişidir. Bu görev esas olarak şube müdürünün uhdesinde olmakla beraber, diğer yetkililer ve hatta personele düşen görevler vardır.

Banka şubeleri, eğer varsa, Bölge başkanlıkları, Bölge müdürlükleri ya da Bölge Daire Başkanlıklarıyla organik bir bağla bağlanmış durumdadırlar ve aynı ilişki Genel Müdürlük birimleri ile de aynı şekilde mevcuttur. Hem başkanlıklar, hem de Genel Müdürlük birimleri ile şube karşılıklı etkileşim ve iletişim içindedir. Genel Müdürlük birimleri ve başkanlıklar yoluyla gelen genelge, genel mektup, diğer yazı ve sirküler, fax, telex ve telefon mesajları ve yerine getirilen faaliyetlerin sonuçlarını bildiren raporlar, mektuplar, sair yazılı ve sözlü mesajlarla tam bir iletişim ağı mevcuttur. Ayıca otomasyon ağı, EFT sistemi, ATM ve INTERACTIVE TERMİNALLERLE günümüzde gerek bilgi, gerek para transferi ve diğer elektronik medya yolu ile yapılan işlemler inanılmaz bir hıza ulaşmıştır.

Sözkonusu emir, talimat, genelge, genel mektup, stratejik kararlar ve günlük politikaların belirlenmesi suretiyle Genel Müdürlük ve başkanlıklar tarafından etkilenen şubeler, performanslarıyla Genel Müdürlüğü ve Başkanlıkları olumlu/olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

Merkez Bankası ile benzeri bir iletişim ve etkileşim söz konusudur.

Yerel yönetimlerle olan ilişkilerde çok geniş bir aralığa yayılır. Bilindiği gibi, basit bir afişin ya da ışıklı bir reklam panosunun hazırlanıp, sergilenmesi için dahi belediyelere belirli harçların ödenmesi gerekmektedir. Yine, bankanın veya herhangi bir şubenin aktifinde bulunan herhangi bir gayrimenkulün (arsa, tarla, bağ, bahçe, konut, fabrika v.b.) imar durumu ile olumlu/olumsuz bir değişilik bankayı da aynı şekilde etkileyecektir. Örneğin, çok büyük bir meblağ karşılığında edinilmiş bir taşınmazın değeri, yerel yönetim ilgili organı tarafından alınan bir imar durumu değişikliği kararıyla bir anda sıfıra indigenebileceği gibi, kat yüksekliğini attıran bir karar alınması halinde taşınmazın değeri bir kaç kat fazlasına yükselebilir. Belediyelerin tasarufunda olan buna benzer pekçok konu vardır ve bu anlamda banka ve yerel yönetimler karşılıklı bir etkileşim ve iletişim içindedirler.

Vergi daireleri, tapu daireleri, adalet kurumları, kamu kurumlarının Genel Müdülükleri, Bölge Müdürlükleri, İl ve İlçe bazındaki müdürlük ve temsilcilikleriyle de benzeri türden etkileşim ve iletişim ilişkileri söz konusudur. Kamu kurum ve kuruluşları bankalarla hem mevduat ve kredi ilişkilerine girebilmekte, zaman zaman da çelişkili bir durum veya konunun tarafları olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Yakın çevre faktörleri arasında önemli bir yer tutan kamu kurumları ile bankaların sürekli bir iletişim ve etkileşim süreci içinde olduğunu söylemek mümkündür.

Ortaklar ister işletme içinde, ister pay senetleri aracılığıyla işletme dışında yer alsın ve sadece genel kurul dönemlerinde karşımıza çıkıyor olsunlar banka veya işletmenin etkileşim ve iletişim içinde olduğu bir başka çıkar grubudur.

Rakiplerin stratejileri, pazar payları, sundukları mal ve hizmetlerin ne olduğunu bilmek ister herhangi bir işletme için, ister bankalar için son derecede önemlidir. Zira piyasada yer alan her bir banka pazar payını genişletmek, kısılığını arttırmak arzusundadır. İçinde bulunan piyasa genişlemedikçe olay sıfır toplamlı bir oyun gibidir, yani birinin kaybettiğini diğeri kazanacaktır. Dolayısıyla, piyasadaki başat ilişki rakipler arasında bir yarıştır. Ne var ki, ilişki bundan ibaret değildir. Birbiriyle yarışan, hatta zaman zaman çatışan bu rakiplerin işbirliği ve koordinasyon içinde çalıştıklarıda bir gerçektir. Bankaların çok büyük montanlı kredilerde, sendikasyon ve konsorsiyum yoluyla riski paylaştıkları gerektiğinde ve koşullar uygun olduğunda centilmenlik anlaşmalarına (faiz taban ve tavanları saptamak gibi) gittikleri; birbirlerinin şube ya da ATM ağlarını kullandıkları, istihbarat konusunda yardımlaştıkları yadsınamaz gerçeklerdir. Demek ki, bir bankanın rakipleri ile ilişkileri sadece bir pazar payı ve karlılık yarışı değil, aynı zamanda bir yardımlaşma ve işbirliği ilişkisidir.

Bankacılık sisteminin ve bankaların temel varlık nedeni olan müşteriler ise, yakın çevre faktörlerinin en önemlisidir. Bir bankanın müşterileri ile ilişkilerinin düzeyi, derinliği, hacmi ve yakınlığı bankanın karlılığı ve hayatiyeti için son derece önemlidir. Gerek mevduat, gerek plasman müşterileriyle olan ilişkilerde meydana gelebilecek aksaklıklar bir bankanın performansını ve karlılığını doğrudan etkiler ve onarılması güç yaralar açabilir. Bu bakımdan, mevcut ve potansiyel müşterilerle ilişkiler bir bankayı/şubesini sarmalayan yakın çevre faktörleri arasında belkide en önemlisidir. Müşterilerle varolan veya tesis edilmeye çalışılan güven ilişkisinin hiçbir zaman zedelenmemesine azami özen gösterilmelidir.

Hiç yorum yok: